kısıtlamak

kısıtlamak
"to restrict, to limit, to cramp; to put under restraint"

İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • kısıtlamak — i 1) Önceden verilmiş olan hak ve hürriyetlerin sınırlarını daraltmak, tahdit etmek Hükûmet dış gezileri kısıtladı. 2) mec. Sınırlamak, daraltmak 3) huk. Birini yasal yoldan mallarını kullanmaktan yoksun bırakmak, kısıt altına almak, hacir altına …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hacir altına almak — 1) kısıtlamak Mümkün olduğu kadar uzun zaman devam etmesi için onu âdeta hacir altına almıştık. R. N. Güntekin 2) huk. hastalık, bunama vb. sebeplerden dolayı davranışlarının nasıl sonuç vereceğini bilemeyen bir kişiyi mahkeme aracılığıyla mal ve …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kısıtlama — is. 1) Kısıtlamak işi Öteden beri kısıtlamalarla iç içe yaşamaya alıştığımızdan bunu da anlayışla kabul ediyoruz. T. Uyar 2) huk. Kısıt Birleşik Sözler hak kısıtlaması para kısıtlaması …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • baskı altında tutmak — özgürlüğünü engellemek, kısıtlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gümrük koymak — engel olmak, kısıtlamak Yalnız hareketlerime değil, sözlerime de gümrük koyacak. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kısıt altına almak — huk. kısıtlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • takyit etmek — bağlı kılmak, bir davranışı kısıtlamak, birtakım şartlara bağlamak, kayıtlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”